26 Eylül 2010 Pazar

Eksik İnsan (!!!)


Az önce, abartmıyorum, tam 7.kez izlediğim Başka Dilde Aşk filminin son sahnesinde, artık ezberlediğim repliği, filmin başrol karakteri Zeynep'le birlikte gülümseyerek tekrarladım: "Ceketimi burada unutmuş olabilir miyim acaba?"...

Ve yine abartmıyorum, bu sahneye gelene dek, artık ezbere bildiğim filmin, başlangıç müziği ile birlikte ağlamaya başlıyorum ben.

İzlemeyenler için kısa bir açıklama. Film işitme engelli genç bir adam ile, onun işitmediğini, dolayısıyla konuşamadığını öğrendiğinde, "Oleyy bee, hayatımın erkeğini buldum" sevinciyle, kucağına atlayıveren (gerçek bir kucağa atlama sahnesi) genç bir kızın öyküsü... Delikanlının annesinin, yakın çevrenin adamı "eksik bir adam" tanımlaması ile karşı çıktığı bir aşk öyküsü.

Filmde karşı çıktığım önemli detaylar olsa bile, ana fikir aşk olunca detaylar önemsiz kalıp, filmi film tadında izlemeyi başarabildim ve vazgeçilmezlerim arasında yerini aldı.


Siz yaşamınızda kaç engelliye yer verdiniz? Verebilirsiniz?

Çok yakınım ve çok mutlu bir evliliği olan bir çift var. Kadın işitme engelli ve erkek "normal"! Ailede tek şikayet 90 decibel işitme kaybına rağmen, inatçı kadının işitme cihazı ve dudak okuma yöntemiyle geliştirdiği konuşmasıyla, "geveze" olmasının kocası tarafından dillendirilmesi! Normal sözcüğü hiç birinize garip gelmedi değil mi? ;) Biz 5 duyusunda hasar olmayan insanlara "normal" deriz. Diğerleri kör, sağır, gerizekalıdır! Onlarla yaşam zordur. Sevmek tamam bir yere kadar... ama gönül bağı kurabilmek?

Biz bazı sevmeleri gerçek sevgiyle hep karıştırmışızdır. Acımak, iyilik yapmak sevgiyle çokça karıştırdığımız değerlerdir.


Buğra şipşirin 11 yaşında yakışıklı bir erkek. İşitmiyor. İşitme kaybı epey yüksek. Büyüyünce asker olmak istiyor! Bir şehit cenazesi izlemiş televizyon haberlerinde annesi ve babası ile birlikte. Annesi çok ağlamış izlerken ve Buğra çok etkilenmiş. Babasına anlattırmış olan biteni. Hırslanmış, artık çok iyi tanıdığı Atatürk gibi asker olmaya gönül koymuş. Anne baba gurur duymuş Buğra ile.


Ona sordum.

"Buğra? Asker olmak istiyorsun ama sen işitmiyorsun? Sana "komutanım dikkat!" diye ardından seslenseler bile sen işitmediğin için çoktan mayına basmış olursun! Gerçekten yararlı bir asker olabilir misin sence?"

Anne baba bana kızdı. Oğullarının bir hayali vardı, ben bu hayalini acımasızca bozmuştum!


Ece 9 yaşında bir işitme engelli. Sevimli mi sevimli dünya şekeri bir kız çocuğu. Hemşire olmak istiyor! Bu mesleği seçmesinin nedeni galiba tanıdığı tatlı bir hemşire neden olmuş.


Ona sordum.

"Ece? Hemşirelik nasıl bir meslek biliyor musun? Bir hasta canı tehlikeye girince sana ulaşmak isteyecek, acil yardım için. Ama sen bunu duyamayacağın için bir kişinin ölümüne bile neden olabilirsin."

Ece'nin anne ve babasıda bana kızdı. Yine bir hayali yerle bir etmiştim!


Arıkan bir otistik. Bir değil bir çok engeli var. 11 yaşında. İlgisini çeken sadece dönen nesneler ve parlak kağıtlar. Ailesi umutsuz. Onlar "Rain Man" filmini defalarca izlemişler ve bir umuda bel bağlamışlar.

Aileye sordum.

"Bu beklentileriniz Arıkan'a haksızlık değil mi? Otizm ne kadar geniş yelpazeli bir engel ve sizin umudunuz bir film mi? Arıkan Dustin Hoffman değil! Cruise yok! Ama siz varsınız, onu eğitebilecek sabrınız olmalı, umudunuz kendiniz olursanız kazanabilirsiniz!"


Engelli kişilere, gerçekdışı hayaller kurduklarında, onları desteklediğimizi düşündürüp nasıl hatalara düşüyoruz?

Onların yapabilecekleri, başarabilecekleri alanlar varken, saçmasapan hayallere kapılıp, asla başaramayacakları alanlarda onları "sen yaparsın, başarırsın" gibi sahteliklerle nasıl oyalıyoruz?

Oysa gerçekte ne çok başarabilecekleri şeyler varken?


Engelli insanları sevmek, onları anlamadan, onlara umut vaadetmek değil ki...


Filme dönüyorum.;)

Aşkın dili yoktur. Fimde Zeynep çabalıyor, işaret dili öğrenmek için. Ne gereksiz bir ayrıntı oysa.;) Zaten Umut dudak okuyabiliyor! Ama senariste kızmıyorum. O sevginin neler yaptırabileceğini anlatma çalışmış. Ama o filmi ben yazsaydım... işaret dilini öğrenmek yerine, Umut ve Zeynep'in dansetme sahnesine ağırlık verirdim belki... Çünkü gerçek sevgi bu. İşitmesen bile o tınıyı hissedebilmek...


Büyük bir not: Engel el, kol, bacak, vsvs... bir organdaysa korkmayın! Engel her organı iş görebilirken, fiziksel hiç bir engeli yokken beyni engelli çalışandan korkun!


Özel not: Konu aşk'sa dili yoktur ki...









12 yorum:

  1. çok acımasızca gözüksede tespitler yerli yerinde.. ama göz ardı edilen bir gerçek var ki.. engelli insanlar hergün zorluklarla başa çıkmaya çabalarken onları yok sayarak her an sıkıntılarını dillendiren insanların onlardan hem daha fazla yeryüzünde yer kaplayıp hem de daha fazla hava teneffüs ederek yaptıkları fotosentez ile insanlara yarardan çok zarar yapmalarıdır..

    yazın çok güzel olmuş.. iş olsun diye demiyorum.. okurken içim burkuldu.. eyvallah.. yüreğine sağlık..

    YanıtlaSil
  2. Anlamışsın beni. Keşke anlayanlar çoğalsa kanka. Bize hep "neyse" düşmese bu kadar duyarlıyken.

    YanıtlaSil
  3. anlayana değil anlatana bak sen.. iyi anlatılırsa herkes anlar.. merkep bile anlar..

    YanıtlaSil
  4. Bu arada, filmi izleyen bir dosttan uyarı aldım. Fimde engelli olan aktörün adı Umut değil, Onur. Galiba bu adı yakıştıran benim. Affolsun. Ve adı benim senaryomda Umut olsun. Ben isimlere takılmadığım için...

    YanıtlaSil
  5. çok umutlu olduğundan olabilir.. bende hiç umursamam isimleri.. bana bazen abimin adıyla Ayhan die hitap ederler sonra farkına varınca aaa pardon derler sıkıntı yok derim.. ha Orhan ha Ayhan.. ikiside insan adı sonuçta.. :))

    YanıtlaSil
  6. Sana yanıtı twitter'da verdim Orhan. Meşhurlar "sosyal paylaşım sitesi" diyolar;) love you my best! (İngizlice olunca dedikodu olmuyo kanka) ... ;)

    YanıtlaSil
  7. Tam 4 paragraf yazdım, gönderirken hata verdi sistem :((

    Tekrar yazmaya üşendiğim için, sadece son cümleyi yazayım:)

    Terk etmek, "ben bu aşkı kıvıramıyorum" demenin "başka dil"cesidir ;)

    YanıtlaSil
  8. Birkaç gündür ortalarda yoktum.Bir orta Anadolu gezintisi tahminimden daha çok hırpaladı beni.İlk kez bu kadar yorulduğumu hissettim.Yapmayı tasarladığım şeylerin gözümde büyüdükçe büyüdüğünü gördüm.Artık hiçbir şeyle şavaşmak istemediğimi,kimseyle uğraşacak takatimin kalmadığını farkettim.Bedensel eksiklik bir özür olmadığını düşünenlerdenim.Beyinleri mikrop kapmış insanların yanında, onların eksikliğinin değil,fazlalarının olduğunu söylemek inan abartılı olmaz.Aşka gelince :)sevmek için gereken tek organ kalptir.Gerisi hikaye...

    YanıtlaSil
  9. Hoşgeldin Yavuz.;) Biraz kırgın gördüm seni;(
    Aşk için dediğin doğru. Ama söz konusu engelli birisi olunca, öyle bir mahalle baskısı var ki. İşitme kaybı doğumdan sonra olduğu kanıtlanmış olsa bile, doğacak çocuğun engelli doğabileceğini düşünen zihniyetler var.
    O aşamaya gelene kadar, engelli kişilere yaklaşım önemli. Doğru bir eğitimle, yeteneklerinin keşfiyle hepsi üretici olur. Engelli olduğu için saklanan, gizlenen çocuklarımız var bizim;(

    YanıtlaSil
  10. Kıgınlık gerçekten doğru bir tespit.Haytımda oluşturduğum herşeyi tasfiye ediyorum.Önemli değişikliklerin peşindeyim.Aşkımı,yavrularımı alıp köşeme çekilicem artık.Sonra Sarıcam tüfeği sırtıma,o tepe senin bu dağ benim gezicem.Aslında mutlu bir insan sayılırım ama daha mutlu olucam.Çocuklarım toprak avuçlayarak büyüyecekler inşallah.Dünyada kendi cennetimi oluşturucam, bak görürsün az kaldı :)Sonra şehir arasın beni,bulabiliyo mu bakalım :)

    YanıtlaSil
  11. Gücün yettikten sonra özgürsün Yavuz.;) Hayırlısı olsun sen ve ailen için.

    YanıtlaSil
  12. Bir arkadaş tavsiyesi üzerine birazdan izleyeceğim . Daha öncede izleyenlerin beğendiğini duymuştum . Yazıları ve yorumları okuduktan sonra daha da heyecanlandım. Benim yorumum Türk insanın engellilere olan ilgisizliği ve onların ülkemizdeki zor yaşantıları.Biz Neden kaldırımları yüksek yaparız. Zihinsel özürlüleri kafese koyar onları yatağa bağlarız onlarında bizim olduğu gini aynı şartlarda yaşamaya hakları var. Özelliklede bazı yurtlarda yaşana ve gizlenen zihinsel özürlülere tecavüz olayları.Bu hafta yaşadığımız bir bakanın görme engelliye davranışı! o sadece göremiyor sen her türlü insancıl duygu özürlü ve beyni serçe kadar azalmiş olan adamsın benim gözümde .

    YanıtlaSil