18 Ağustos 2010 Çarşamba

Bazen...

Bu akşam yazacaklarım kafamın içinde müziğin ritmine uyamadan ahenksizce ordan oraya savrulan düşünceler... İlk kez toparlamakta güçlük çekiyorum. Oysa ben alışkınım notaların o eşsiz birleşiminden yayılan müziğin benliğimin tüm kıvrımlarında her duygumu uyumla dans etirmesine.

Bugün kırıktım.
Kendime kırgın!

Bazen yalan söyleriz. Kendimize göre zararsız, masum yalanlar. Öyledir de... ama o aslında hiç bir önemi olmayan masum yalan canımızı acıttığında aslında hiç bir yalanın masum olmadığını anlayıveririz ya. O an kırılma anıdır. O an kırgınlaşma anıdır. Artık hiç bir şeyin eskisi gibi olmayacağının bilincine varma anıdır. Önce bir telaş başlar, açıklasam beni anlar aslında diye düşünmeler... Anlar, her masum yalanın bir açıklaması vardır, nedeni vardır elbet.
Kafanızda cümlelere şekil verirsiniz ilkin. Beğenmezsiniz. Daha kısa daha net daha dürüst olmalı dersiniz. Ne kadar dürüstseniz o kadar zorlanırsınız! Garip çelişki değil mi? Yalanınız, masum saydığınız yalanınız ne kadar azsa açıklamak o kadar güç gelir. Kaybetmeyeceğinizi bile bile kaybetmeyi göze alırsınız... utanırsınız çünkü!

Hep dürüst oldum.
Bu akşam bu akşama kadar söylediğim yalanların içinde gezindim. Çok fazla bulamadım.
"Ne kadar kötü olursa olsun her zaman doğruyu söyle, yalanın küçüğü büyüğü olmaz, yalan bir kez yakalandığında artık güven yıkılır." sözlerini düşündüm babamın.
Öyle işte... yalanınız ne kadar azsa açıklamayı başaramazsınız en basit şekliyle.

Yalanlarla, masum yalanlarla yaşamadığım için kendimle gurur mu duymalıyım? Yoksa yakalanan bir masum yalanı bile açıklamaya doğru sözcükleri bulamadığım için kendimle dalga mı geçmeliyim?

Bilmiyorum!
Kaybetmeyi göze aldım. Utandım.
Çünkü ben bana duyulan güveni kaybettim... masumcada olsa;(

Ve bugün kendime küstüm!

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder