11 Ağustos 2010 Çarşamba

Arasıra saçmalama hakkı olmalı insanın

"Bu sıcakları atlatırsak yaşarız." diyen babannem bu sözü söylediğinde bir Temmuz ay'ıydı. Hissedilen sıcaklık 29'du! Aynı senenin sonbaharında hakkın rahmetine kavuştu. Bunu çözemedim! Sıcakları atlattığı halde ılık bir sonbahar günü ölümündeki esrar neydi?
Bunu en yakınlarıma sordum. Sordum ciddi ciddi ve aldığım yanıt hiç değişmedi: "Saçmalama!"...

Babaannem, ölümünden önce uzunca bir süre oda arkadaşımdı.
Kalabalık bir ailenin çocuğu olunca, nasıl odanızı seçemezseniz arkadaşınızı seçme şansınızda olmuyor işte. Hayalimdeki arkadaş bir saksı çiçeği, geceleri konuşabileceğim duvarımda asılı bir Tom Cruise posteri, veya ışıkları açık bırakıp derdimi tasamı şikayetlerimi mutluluklarımı paylaşabileceğim bir anı defteriydi... Bu kadar basitti işte!

Ama benim oda arkadaşım babaannem oldu buluğ çağlarımda. Sivilcelerimi bile sıkmama izin vermeyen, gece 10'dan sonra ışıkların yanık kalması odaya şeytan doldurur düşünceleriyle beynimi yıkamaya çalışan, bilgisayarda bir şeyler karalama çabalarıma "Bırak şu gereksiz icatta acaip şeylerle uğraşmayı" diyen bir ihtiyar cadı!
Bir gün Kemal Sunal filmi izlerken attığım kahkahaya sinirlendi ama duygusal bir ses tonuyla, "sana hüzünlü olmak daha çok yakışıyor." dedi. Aylarca okul banklarında başım yana eğik, melankolik pozlarla yapayalnız oturdum da, millet nerdeyse amansız vereme yakalandığımı düşünmeye başladığında, çok gülmemem için bunun da babaannemin oyunu olduğu gerçeği kafama dank etti!

Okul gösterilerinde yıllarca sahneye konan piyeslerim bugün 322 bölüm tekmili birden televizyon dizisi olmadıysa, hep babaannemin yazı yazmamı engellemesindendir!

Uzun uzun durumu anlattıktan sonra... kısaca, ben hiç saçmalayamadım yani;(

Oysa ne güzeldir arada kendini koyuvermek.
Söz ettiğim saçmalamak sulu şakalar yapmak, olmayacak hareketlerle, yorumlarla milletin canını sıkmak değil.
Ama ciddi bir konu konuşulurken, bir şiirden sevdiğiniz dizeleri okumak, şarkı söylemeye başlamak, canınız çektiyse şarkıya dansederek eşlik etmek, bir filmin felsefesi tartışılırken başrol oyuncusunun size çok hoş gelen dudaklarından sözetmek, ne bileyim;) yani içinizden geldiği gibi konuşuvermek, davranıvermek işte.
"Sen böyle saçmalamazdın?" diyenlere gülümsemek...
Arasıra... bize yapıştırılan "ciddi insan" maskesini fırlatıp atıvermek.

Çok mu saçma oldu?;)

İtiraf ediyorum: Babaannemin öldüğünü söylediklerinde kendimi kuş kadar özgür hissettim ve kahkalarımı tutamadım!
Gömülürken çok ağlasamda...

Bir dip notcuk: Arasıra saçmalamak isterseniz bloğun bu sayfası serbest. Kim ne düşünür hakkımda diye düşünmeyin, her hakkınız kontrol altında. ;)

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder