31 Aralık 2011 Cumartesi

Birden böyle tükendim

Hiç uzatmadan...
Günlerdir heyecanla beklediğim yılbaşı gecesi geldi çattı.
Yılın en sevdiğim günü.
Yaşgünleri kişiye özeldir, sevinen aslında sadece yaşgünü sahibidir bence.
Ama yılbaşı, zengin fakir, genç yaşlı herkesin içinde tatlı bir kıpırtıdır. Hep beraber aynı dileklerle kutlanacak, içlerde dertlerden çok mutluluğun hüküm süreceği kısacık bir gece işte.

Ve
ben şu dakikaya kadar, heyeanlıydım, tatlı bir telaş vardı içimde.
Buzdolabına bakıyor, neler hazırlasam
dolabımı açıyor, ne giysem telaşı.
Aslında uzun zamandır belliydi hazırlayacağım yiyecekler, giyeceğim kıyafet.
Ama bu heyecanı tekrar tekrar yaşamak tatlı bir oyun gibiydi benim için.

Ve birden bir şey oldu.

Heyecanım tükeniverdi.

Az önce yazdığım cümleler dökülüverdi klavyemden.
"Çok garip. Yılbaşı gününü,heyecanını çok seven ben. Mutsuzum. İçimde heyecan yok."

Buzdolabını kapattım.
Elbisemi dolaba astım.

Gözlerimden yaşlar süzüldü.
Yalnızım ben dedim kendime, yapayalnızım.
Hayatımı başkalarının mutluluğuna adamışım, başkalarını mutlu edebilmek için koşuşturmuşum.
Bu beni çok mutlu eden bir şey. Şikayet değil. Ömrümce bunun için çalışacağım hatta.

Ama

Kimbilir belki de duymak istediğim bir sözcük, bir teklif...
"Senin için yapabileceğim bir şey mi var mı?
yardım ister misin?
boşver ocak başında günü tüketme, hani bir sözümüz vardı, gel alışverişe çıkalım..."

Birden tükendim.

beklememeyi
hayal kurmayı bilmediğimi
sanmışım
yalnız olmadığımı düşünmek istemişim

Şimdiyse, "aa istedin de yapmadım mı, neden söylemedin ki, e aşkolsun söylesen koşmaz mıydım" itirazlarına hazırım.
Hatta suçlanmaya.

Ama ben kimsenin beklemediği zamanlarda onlar için birşeyler yapmak için gayret gösteriyorsam

Neyse;)

Ben yalnızmışım.

Mutlu seneler.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder