22 Haziran 2011 Çarşamba

Survivor Show

Survivor başladığından bu yana ilgiyle izlediğim, oyunlarda gerçekten heyecanlandığım hoş bir oyun/yarışma.
İdi.
Taki bu son Survivor'a kadar.

Ünlüler Gönüllüler

Günler öncesinden açıklanan ünlüler arasında kuşkusuz en dikkat çekici isim Nihat Doğan'dı.
Ciddi yazayım, ortalıkta dönen ND geyiklerine uzaktan yakından ilgim bile yoktu. Kendisiyle tanışmam Survivor sayesinde oldu diyebilirim. Tanıştıktan sonra, meraklıyım ya az biraz geçmişini inceledim. Adam bence hiç oynamadı Survivor süresince. O kendisine bir dünya yaratmış, yarattığı dünyaya inanmış, kısaca en başından, "kendi yaratığı ego dünyasının" başrol oyuncusu olmuş bile.
Vatanı en çok seven, saygıda kusur etmeyen, Allah inancı çok kuvvetli, özlü sözleri o kadar benimsemiş ki, nerdeyse kendi kelamı sayacak hale gelmiş bir insan.
Bu kendini inandırdığı oyunu tüm yarışma sırasında gayet başarılı oynamadı, yaşadı! O derece inanmış yani.

Final anına kadar!
İşte tam o final anında, kazanmak hırsı tüm bu değerlerin öyle bir önüne geçti ki, başladı çamurlaşmaya!;)
Zaten derdim ND falan filan değil, ne onu, ne kendi yarattığı dünyasında başrol oyunculuğunu, döneklikleri beni hiç ilgilendirmedi, zaten bu final gecesiyle adını bile unuttum.

Ama orada bir Derya vardı ki...

Derya Büyükuncu, yabancı olmadığım bir isim.
Survivor süresince, çok konuşmayan, daha çok dinleyici, anlayışlı, göbeğinin üzerinde uzanan takım arkadaşına ağabey, eşine sadakatini sürekli yüzüğünü öperek kanıtlayan, etliye sütlüye pek karışmayan, aslında "cool" deyimini anımsatan tavırlarıyla farklı bir yarışmacı. Kaldı ki, final gecesi, ödüle bir adım kala bu sessizliğini, çaktırmadan aleyhte propoganda yaparak bozmaya meyilli olduğunu izledik hep birlikte. Haklı haksız tartışmıyorum, ah bu paranın gözü kör olsun diyorum sadece.

Büyükuncu'yu tanımama karşın, yine de nette araştırdım biraz. Vikipedi kişi araştırmalarında en güvenilen kaynaktır ya, bu ay güncellenen tanıtımında, "daha çok katıldığı yarışmalarla kendisini tanıtmış kişi" demiş. Üzücü.
Aslında çok güvenilmez bir açıklama değil.

Futbol dışında farklı sporların adeta yoksayıldığı bir ülkede yaşıyoruz. Özellikle bireyse sporlar kişilerin sadece yakınlarını ilgilendiriyorsa ilgenilen sporlar.
Pek çoğumuz uluslararası yarışlarda başarı gösteren haltercilerimizin, atletizmcilerin adlarını saymakta zorlanırız.
Ancak Büyükuncu biraz farklı.
Türkiye'de yüzme sporu dendiğinde ilk akla gelen isimlerden birisi. Ama akıllarda kalması, pek fazla başarılı olmadığı halde kendisine tanınan olanaklarla, son yıllarda gündemde olması nedeniyle bana kalırsa.
Çünkü, kendisini çok başarılı bulanlara aldığı ödülleri (Türkiye dışında) sorsam, adım kadar eminim, araştırmadan yanıt veremeyeceklerdir. Yok çünkü!
Balkan Şampiyonaları Türk yüzücülerin en başarılı olduğu şampiyonalardır ve aynen Derya gibi pek çok yüzücümüz bu yarışlardan ödüllerle dönmeyi başarmışlardır.
Derya'nın bir adım önde olmasının nedeni biraz da yaşı nedeniyle, bugüne kadar katıldığı yarışların diğer yüzücülerden fazla olması olmasın? Ha bir de, ne kadar büyük başarı sayılabilirse, Olimpiyat barajını geçebilmesidir.

Sporcu, bir türlü istediği başarıyı yakalayamamasının nedeni olarak, kendisine devletin tanıdığı olanakların az olduğundan yakınmaya başladığında, yıllardır yüzme sporunun göbeği ABD'de bursla okuduğundan kaç kişinin haberi vardı bilmiyorum?
İşte tam o sıralar, uluslarası yarışlarda ülkemizi temsil edecek pek çok sporcuya, antreman yapabilmesi için alan gösterilemiyor, gereksinimleri olan temel malzelemelerin sağlanmasında büyük zorluklar yaşanıyor, sporcular kendi olanaklarıyla bir yerlere yükselmeyi başarıyorlardı. Onlar altın madalyalar kazansalar bile "isimsiz kahramanlar" olarak kalmaya mahkum ediliyorlardı.
Elbet bu Derya'dan kaynaklanan bir sorun değil, ancak devlet bütçesinin ne kadar kısıntılı olduğunu bildiği halde, başarı sözü karşılığında talep ettiği 10bin dolar aylık maaş kendisine bağlanıyordu!

Peki gerçekten bu 10 bin doların hakkını verdi mi Derya?

Gerek ailesinin maddi güçlük çekmediğini, yüzdüğü klüplerin kendisine tanıdığı sınırsız olanakları, ve ABD antreman koşullarını az çok bilenler bu soruya sadece gülümser!
Maaş bağlandıktan sonra, verdiği sözleri tutacağına inanılan efsane yüzücü (!)müz tam da uluslararası sahneye çıkacağı günlerde, Acun Show'un dans yarışmasına katılmasın mı?!!
Kötü denk gelmesi diyelim, ama Derya'nın tercihine ne kadar saygı duyarsınız bilemiyorum, kendisi dans yarışması uğruna Milli Takım görevine gitmemiştir!
Maaşı kesilmiş, Aynı zamana denk gelen yarışlarda klübü Galatasaray'ı yüzüstü bıraktığı için, takımından kovulmuştur.

Galibinin SMS'lerle belirlendiği "ruhunu kaybetmiş" bir Survivor'da, büyük ödülü kazandığı zaman, bir kez daha Olimpiyatlar'a katılmak istediğini açıklasada, Federasyon'un oldukça sert tutumu, ulu önderimin "Ben Sporcunun zeki, çevik aynı zamanda ahlaklısını severim" sözlerinin altına imza niteliğindedir.

Kişisel hiç bir alışverişimin olmadığı, ve gerçekten çok iyi yüzücü olduğunu defalarca izlediğim Derya Büyükuncu'ya show dünyasında başarılar dilemekten başka bir sözüm kalmadı.

Acun'un yaptığı işlerde başarısına sözüm yok, daha önce yazmıştım, arkasındayım.
Bu kez, Survivor ruhunu farklı yaşattığı için kırgınım. Keşke adını "Survivor Show" koysaydı!
Kısaca, bu Survivor'ın galibi, Acun Medya, Türkcell ve Coca Cola olmuştur.

Ama Survivor'ın asıl galibi, Pascal Nouma'yı destekleyen, onun işaretiyle Büyükuncu'yu birinciliğe taşıyan SMS'lerin sahibi Çarşı'dır! Hiç bir koşulda ruhunu satmadığı için!



Not: 22 Haziran 2011 Posta Gazetesi'nde yayınlanan "Derya Büyükuncu vatan haini" başlıklı yazı insanın tüylerini diken diken edecek kadar vahim bir yazı. http://www.posta.com.tr/spor/HaberDetay/_Derya_Buyukuncu_vatan_haini__dedi.htm?ArticleID=67548

2 yorum:

  1. güzel analiz. Ama sadece çarşı'nın oyları Derya'yı survivor yapmaya yetmezdi, Nihat Doğan antipatisini de unutmamak gerekir :D.

    YanıtlaSil
  2. Nihat Doğan'ı çok güzel açıklamışsınız, tebrik ederim. Derya ise bana sorarsanız kişiliksizin biridir derim. "Neden?" Derseniz size şöyle açıklayabilirim; Bu adamı biraz araştırdım. Milli bir yüzücü olduğunu biliyordum. Ancak, millilik derecesinden yaşı yüzünden çıkarıldığına inanmıştım kendimce. Biraz okuduktan sonra öğrendiğim aslında çok acı bir durumdu. Kısaca anlatmak gerekirse, bu Derya!: bir dans programına katıldığı için milli bir müsabakaya geç gidiyor ve diskalifiye ediliyor. Daha sonra bu yüzden Hem ismini hatırlamadığım bir devletten 200 TL ceza alıyor, hemde 10 Bin TL olan maaşı, 5 BİN TL'ye düşürülüyor. Buna kızan Derya bey efendi(!) açıklama yapıyor: Yerse maaşımı kaldırsınlar.
    Aslında Derya bana Survivor'daki duruşuyla kendini sevdirmişti açıkçası. Bunları öğrendikten sonra ise çok üzüldüm ve görüşlerim tamamı ile ters yöne döndü. İnşallah buna rağmen başarılı olur diyor, yazımı burada noktalıyorum.

    Uzun bir yazı oldu ama gerçekten içimi dökmüş oldum bu sayede. Bana bu fırsatı tanıdığınız için teşekkürlerimi sunar, sağlıcakla kalmanızı dilerim.

    İyi günler.

    *CingareLa*

    YanıtlaSil