31 Aralık 2010 Cuma

Mutlu yıllar Twitter

Az sonra bilgisayarımı "seneye" açmak üzere kapatacağım. :p
Sonrası, akşam saatlerine dek sürecek heyecanlı ve keyifli bir koşturmaca. Her yılın son günü olduğu gibi...
Şunu da hallettim mi tamamdır, bu kadar yiyecek yeter mi, şunu da ilave etsek mi, ya içecekler, ah süper..., çam ağacından bir top düşmüş mü, ya akşam senin rimelini kullanabilir miyim, bi baksana bu küpe bu kolyeye uymuş mu, saçımı arkadan mı toplasam, yok yok bu elbisenin altına diğer ayakkabılar daha çok yakışıyor, kapıya biriniz bakıverinnn...
derken, telaşlı ama hep kıpır kıpır bekleyiş yerini eğlenceli bir geceye bırakacak.
Bizim evin her senenin son günündeki halleri...;)

Uzun süredir yaşamımı paylaştığım can dostlarıma, bu yıl uzun bir sanal tatilden sonra, bu yazıyı okuyan siz Twitter arkadaşlarımı kattım.

Hepinizi, bana seslenen ayrı özelliklerinizle çok seviyorum. Bir diğerinin yarım bırakmışlığını bir diğerinin tamamlamasını, bu zincirin giderek büyümesini, büyürken arada kopmasını, kopmasına neden olan parçayı bazen onarabilmeyi, bazen başarısız olabilmeyi ama katlanarak çoğalabilmeyi çok sevdim.

Sanal dünyanın acımasız önyargıları, bazen peşin hükümleri vardır. Hiç tanımadığımız, her yaştan her düşünceden pek çok insanı farkında olmadan hayatımıza ortak ettiğimiz bu dünyada, gün gelir haykırmak isteriz, "hayır ben böyle bir insan değilim!", diye... Ve kırgınlığımızı bizi çok iyi tanıdığını, anladığını hissettiğimiz başka bir sanal kişinin harflerinin arasında unutmak isteriz. Hani bir dostun omuzuna kapanıp ağlamak gibi.
İnternet sitelerinin kişileri bir araya getirmesinin amacı ne olursa olsun, klavyeye dokunanlar gerçek parmaklar olduğu sürece, ilişkiler kaçınılmaz oluyor. Uzun bir süre bu ilişkilerimi minimum bazda tutmaya çalışsamda, sadece anında haber almak ve sevdiğim yazarları izlemek amaçlı üye olduğum Twitter'da, sanalın bu büyüsü beni de kendi çarklarının içine çekti.

Özellikle biz gece yalnızları, birbirimizle tatlı sohbetlerin içine girdik.
Birlikte müzik dinledik, dedikodu yaptık, güldük, eğlendik, bazen bir acıyı paylaştık.
Gündüzün, genellikle siyasi oluşumlarının protestocusu, direnişçisi bizler gecelerin o büyülü atmosferinde, üzerimizdeki üniformaları çıkarıp, ev kıyafetlerimizin rahatlığı ve gecelerin sessizliği içinde birbirimize sığındık.
Aldanmalarımız en çok bu samimi saatlerde karanlıkla kendini gösterdi. Aldatmalarımız yine bu karanlık saatlerin içine hapsoldu. Yollar en çok bu saatlerde ayrıldı, takipler yine bu saatlerde çoğaldı. Özel mesajın en yoğun kullanıldığı saatler gece saatleri oldu.
Gündüz haber linki verenler, geceleri aşk üzerine yazdı, haber linklerinin yerini müzik linkleri aldı.
Alkolün rahatlatıcı etkisi Twitter'da da kendini gösterdi, bazıları ertesi sabah "ya ben dün gece biraz ileri mi gittim?" telaşıyla açtılar siteyi.
Öyle, böyle derken birbirimize alıştık, ve alıştıkça birbirimizi daha çok tanımak istedik.
Bu nedenle değil midir, ete kemiğe büründürme çabaları içine girilip, toplantılar düzenlenmesi?

Ben bir nickim Twitter'da!
İlişkileri bir seviyede tutmaya çalışan, çok özele girme yanlısı olmayan, sormayan, sorgulanmak istemeyen, günde ortalama 30-50 tweet atan, attığım tweetlerin sorumlu tweetler olmasına gayret eden, ilişkilerimi gözönünde yaşamaya çalışan bir "nick".

Takip ettiğim, takip eden pek çok kişiyle aynı ortamda, farklı konuları tartışmayı, eksiklerimi gidermeyi, bir şeyler katmayı seviyorum.

İstediğim, olmasını arzu ettiğim, kişilerin özelini araştırmaktan çok, yararlı olduğuna inandığım konularda birbirimize destek çıkarak, birşeyleri başarabilmenin hazzını hep birlikte yaşamak. Binlerce kişinin bir arada paylaşımda bulunduğu Twitter'ı gücü etkisinde kullanmak.
Bu, birleşmek, büyümekle paralel bir durum.
"Sanalı bu kadar takmayın, ciddiye almayın" önerilerinin, sadece kişinin özel yaşamlarının rencide edildiği durumlarda kullanıyorum. Ötesinde, sanalı çoktan en etkili ve en hızlı sonuçların alınabileceği, kamuoyunun yaratabileceği, yüzyılın en etkili buluşu olarak kabul ediyorum.

Ve...
Yeni yılın hepimizi daha tutarlı, daha anlayışlı, daha hoşgörülü birarada tutmasını diliyorum.
Özel yaşamınızda, olmasını arzu ettiğiniz hangi dileğiniz varsa gerçekleşmesini, en içten ve saf halimle diliyorum.

Ve ben bir "nick" ama bir "insan" olarak hepinizi çok seviyorum.

Mutlu yıllar Twitter.

3 yorum:

  1. Bu yorum yazar tarafından silindi.

    YanıtlaSil
  2. 2010 yılının sanırım hepimizdeki en büyük değişimi hayatımıza twitter'ı yerleştirmesi oldu. Yüzünü hiç görmediğin, sesini hiç duymadığın insanlarla sanki aynı apartmanda aynı sokakta oturuyor gibi samimi içten olduk. 2011'de de bu sanal alem sıcak dostlukları içinde daha yakınımızda Belikçe'yi görmemiz dileğiyle, iyi seneler :)

    YanıtlaSil
  3. Çok çok teşekkürler.;) Hepimizin iyi şeylere ihtiyacı var artık.

    YanıtlaSil