17 Ekim 2010 Pazar

Oysa...

Çok sevilen olmakla, nefret edilen olmak arasındaki çizgi o kadar hassas ki... Ve aslında bazen insan nefret edilen bile olmayı tercih edebilir, sıkıcı olmak ya da umursanmamaktansa.
Umursanmamak acıtır, ama sıkıcı olduğunu bile bile sana ayrılan ek süreyi kullanmak sadece kullananı acıtır. Böyle bir çırpınmaktır anlamsızca... belki bir yerden tutturabilirim gibi saçma hayalleri olur insanın.;) Oysa sadece tanınan ek sürede, tüm marifetlerini bir solukta, elin ayağına dolanarak sergilemeye çalışan bir acemisinizdir... Ve kendinizi ne kadar kazanmaya kilitlesenizde, kaybedersiniz. Oysa içtensizinizdir. Oysa asla kötü niyetli değilsinizdir. Ve oysa... seviyorsunuzdur... Tüm kartlar açılmış, size sonsuz kredi sunulmuştur oysa! Ama siz artık umursanmayan bir sıkıcısınızdır, üstelik hiç böyle olmayı arzu etmemişken, böyle olmayı haketmemişken haketmeyi başarabildiğiniz için.
Şimdi ben hem yazıp hem gülümseyerek ağlarken, bir müzik var fonda bir şiire eşlik eden... Basit yaşayacaksın diyor.
Ben hep bu basit yaşamı tercih etmiştim... 2 ve 2 yi çarptığımda, topladığımda dört çıkmasını ummuştum. Çıkamayacağını düşünmemiştim.

Çıkmıyormuş bazen...

Bir şarkı dinleriz, öylesine duygusaldır ki, şarkıyı söyleyen bize bu duygusallığı yaşattığı için, sanırız ki yaşadı ve söyledi. Oysa biz o şarkıyla nerelere yolculuk yaparken, şarkıcı çoktan unutmuş, belki bir yerlerde hamburger yiyor, burnuna bulaşan ketçabı temizliyordur.
Yazarlarımız vardır bazen... öyle duygusal, öyle "ben" imdir ki... Elele olduğunuzu hissettiren satırların arasında dolanırken, o aslında çoktan sizi terketmiş, başka "ben"lere gülümsemektedir.
Çünkü "gerçek"le yaşıyordur. Ve gerçek dudağının kenarına bulaşan ketçapdır!

Sizse hayalinizle kalakalmaya mahkum, sınırı bile bilemeyen bir umursanmayansınızdır artık. Nefret bile edilmeyen...

"Oysa seviyordum, çok seviyordum" diye ağlaşırken, dudaklarına bulaşan ketçabı temizleyendir o anda sevilen...

Ve siz sadece hayallerde nefret bile edilmeyen, sıkıcı birisinizdir artık...

Not: Kimse okumasın! Belki ben okur okur... gülümserim. Öyle işte.
18.10.2010 geceyarısı saat 12'de, bu sıkıntıya son verdim! 2 ve 2 toplansa, çarpılsa dört artık!

3 yorum:

  1. Bu konuda benimde sıkıntılarım var :)
    http://ozdemiryavuz.blogspot.com/2010/10/sinir-disi-edilmek.html

    YanıtlaSil
  2. Yavuz, blog linklerini paylaşmadığın, ya da ben kaçırdığım için, şimdi bakmak fırsatım oldu.;( Takipçinim...

    YanıtlaSil
  3. Kaleminize,Yüreğinize Sağlık

    YanıtlaSil