30 Aralık 2010 Perşembe

Bir tek dileğim var yeni yılda

Her veda değil belki ama, genelde üzücü, acıtıcıdır vedalar. İlk aklımıza gelenler gidenlerdir. Giden bir tren, bir vapur ya da belki bir tabut canlanır gözümüzde, fonda hüzünlü bir veda şarkısı, şiiri...
Her vedanın, geride kalanın canını yaktığı yanlış mıdır?
Bir cümlelik bir girişte kimbilir kaç kişi veda edenleri, veda ettiklerini canlandırdı gözünde?

Ama...

Bir veda var ki, geride bıraktığımız onca gün içinde, acı tatlı, mutlu mutsuz ne yaşamış olursak olalım, ayrılmak için can attığımız, vedalaşırken gözyaşı dökmek yerine, mutlu kahkahalar atarak yeni geleni karşıladığımız, eskisini daha ilk dakikalarda rafa kaldırıp, yeni gelenle yeni ümitlerle yola devam etmeye başladığımız, vedalaşma töreni.

Merhaba yeni yıl!

Şimdi sen gidiyorsun ya 2010...
Hiç kaygılanma, seni böyle güle oynaya uğurlayıp yeni geleni çoşkuyla karşıladığımız için. Çok değil, daha ilk gün biterken oda aynı sana benzeyecek!
Yine biryerlerde birileri birilerini karşılayacak, birilerini uğurlayacak.
Yine birileri kavga edecek, ya da barışacak.
Yine bir yerlerde bombalar patlayacak, yine göstermelik, çıkarcı barış güvercinleri uçuracak birileri.
Yine birileri konuşacak, yine birileri dinleyecek.
Yine birileri karıştıracak, yine birileri düzeltmeye uğraşacak.
Yine birileri anlatmaya çalışacak, söz isteyecek, yine birileri anlamayacak, konuşturmayacak.
Yine birileri barış nutukları atacak, yine birileri barışcıl silahlarını (!) satacak.
Yine birileri hastane ya da adliye kapılarında ağlayacak, yine birileri aynı kapılarda sevinecek.
Yine birileri ay sonu hesabı yaparak dertlenecek, yine birileri banka hesaplarına bir yenisini ekleyecek.

Bu liste uzar gider...
İçiniz karardı değil mi?

O zaman, şunları da ekleyelim.
Yine birileri maganda komedi filmleri çekecek, yine birileri bu filmleri eleştirecek, ama son gülen yine yapımcı olacak.
Yine birileri hoptirininam besteler yapacak, yine birileri bu bestelerle oynayıp coşacak.
Yine birilerinin yuvası yıkılacak, ama yine birilerinin yıkılan yuvadan sonra cepleri dolacak.
Yine birileri havaalannda uçak bekleyecek, yine birileri inen uçaktan onlarca valizle inerken halktan kaçacak geniş siyah çerçeveli gözlüklerinin arkasına sığınıp.
Yine birileri birilerine sataşacak, yine birileri "barıştık anacım biz" diye sarmaş dolaş samimi (!) pozlar verecek.
Yine birileri flaş meşhur olacak, yine birileri sessizce kayıp gidecek.
Yine birileri Laboutin ayakkabılarını profil fotosu yapacak, yine birileri "ay biz onun nerden geldiğini de biliriz.", diye çemkirecek.

Ne yineler biter, ne yinelenenler.

Her yeni yıl başında radikal kararlar alınır, ama ne bu kararlar uygulanır, ne radikal değişiklikler olur insan hayatında. Genelde böyledir.
Kaygılanmana gerek yok yani 2010, sen yine "yıl"sın, sadece adın değişecek ya da yenilenecek işte kısaca. ;)
Ne kadar güle oynaya bu değişimi kutlasakta, 1 Ocak sabahı değişen sadece takvimimiz olacak.

Karamsar değilim!
Geride bıraktığım yıllara baktığımda gördüğüm tablo bu.
Tabi ki evlilikler, ölümler, doğumlar, iktidar değişimleri, seçimler, vaadler, el değiştirmeler vsvsvs... değişen sadece isimler, olaylar "tarih tekerrürden ibarettir" sözünü doğrularcasına hep önceki yıllarla aynı.

Yine de yazıyı hepimizin seveceği bir cümleyle bitirmek isterim;
Yine birileri aşık olacak...

Yok, kalp çarpıntılarına, heyecanlara, ilk buluşmalara, şımarmalara, şımartılmalara, karşılık bulamamalara, terkedilip terketmelere, ayrıntılara girmeye gerek yok ki.;)

Şimdi bütün klişe dilekleri ardarda sıraladığımı varsayın.
Ve sonuna bunu ekleyin.
Yeni yılda, sonunda bitse bile en güzel aşkı yaşayın. Çünkü kişiye özel en güzel yaşanmışlık sadece aşk...

Hoşçakal 2010.

4 yorum:

  1. Takipçiler için bu akşam ben nasıl geçirdim 2010'u yazarım. Bakalım ilginç mi Orhan?;)
    Ben her bahar aşık olurum... :p

    YanıtlaSil
  2. evet evet yil ayni adi degisik olsa da... ama ne olursa olsun asik olalim :)

    YanıtlaSil