30 Kasım 2010 Salı

Sizin kriteriniz nedir?

Bir süredir aklıma takılan bir şey var. Ünlü insanları hangi kriterlerine göre değerlendirmemiz gerektiği...

Geçenlerde Acun'un, iş yaşamında yükselişini konu alan bir blog yazmıştım. Tesadüfün böylesi, iş disiplini ve bu disiplinin getirdiği başarının kaçınılmaz olduğunu Acun üzerinden yazdıktan bir hafta sonra, medyada Acun'un aldatma ve boşanma haberleri geçmeye başladı!
Artık alışık olduğumuz klasik suçlamalar, nafaka istemleri bu kez onun için yazılıp çizilmeye başlandı. Daha önceleri "aldatma" konusunda yazdıklarımı okuyanlar bilirler, bu konuda çok tutucu düşünceleri olan bir insan değilim, açıkcası çok özel yaşama giren bu durumlar ilgi alanımda değil.
Odatv'de çok farklı bir konu okurken, "Acun Ilıcalı bizi nasıl kandırdı" haber başlığı dikkatimi çekince tıkladım.
Haklı bir yazıydı!
Zaten takık olduğum düşüncelerin esiri oldum yine yazıda ele alınanlardan biraz farklı olarak.

Mesleki açıdan, insanları birbirinden farklı kılan, diğerine göre daha üstün olarak geliştirdiği becerilerdir diye düşünürüm. Özellikle yükselen başarı grafiği çizen "ünlü" kişiler için düşünürüm bunu.
Kitleleri kendisine hayran bırakan, sanat, medya, spor dünyasının önde gelen isimleri...
Yetişmekte olan pek çok gencin kendilerine "rol model" olarak seçtikleri kişiler... Pek çoğu işlerini yaparken başarılı, ancak özel yaşamları gözönüne döküldüğünde gördüğümüz, onaylanmayan onaylanmayacak pek çok davranış.
Amacım kimsenin özel yaşamını didiklemek değil.

Hangi kriterlerine göre bu insanlar için değerlendirme yapılmalı?

Sahalarda çok başarılı futbolcularımız vardır, toplumun değer yargılarına ters düşen özel yaşamları...
Efsane sinema sanatçılarımız vardır, ama pek çoğu sansayonel haberlere konu olmuşlardır.
Anne babasını unutan, çocuklarına örnek olamayan ünlüler biliriz.
Uyuşturucu madde bağımlısı kişiler deşifre olmuşlardır, tanırız biliriz ve dinlemekten vazgeçmeyiz.
Dizi sayısı arttıkça, televizyon dünyası ünlülerinin pek çok açığı magazin muhabirlerince yakalanmış, çok kişi "yok artık" demiş, ama dizileri izleyicisini her zaman bulmuştur.
Gece yarıları sarhoş halde sağa sola çatan, araba kullanan, kazalara neden olan ünlülerimiz...
Çapkınlık yapanlar, kumar tutkunları, kaçamaklar vsvsvs...

Aklınıza bir çırpıda geliveren isimler.
Tribünleri dolduran başarılı sporcular, sahnede devleşen ses sanatçıları, ödül sahibi sinema sanatçıları, dizileri izlenir kılan başarılı oyuncular, işini ciddiye alan, sivrilen görsel medya mensupları...

İşlerinde başarılı, ama konusu geçtiğinde "ayy bırak yaa, onun da şu şu saçmalıkları var" dediğimiz ama izlemekten, dinlemekten vazgeçemediğimiz kişiler!
Hatta daha da ileri gidebilirim, sansasyonları arttıkça daha çok izlenen, dinlenen kişiler!

Baştan bu yana kullandığım tek isim Acun olduğu için, onu örnek verecek olursam, kaç kişi izlemekten vazgeçti programlarını, 20'lik çıtırla eşini aldattığı için?

Sorum bu?
Mesleğini iyi yapan, ratingleri mükemmel bu insanları değerlendirirken kriterimiz ne olmalı?
"İyi sanatçıdır ama alkoliktir..." tarzı bir yaklaşım içindeysek, yeni yetişen kişilere model olan bu kişiler için nasıl yaklaşımlarda bulunmalıyız?
"Yaa adam sarhoş marhoş ama işinde bir numara" gibi bir cümleyle karşılaştığımızda, nasıl bir yanıt vermeliyiz?


Aydınlatıcı uzun bir not: Yazının başında, Odatv'de Acun hakkında yazı, onun kişiliği, ve aslında söylediklerinin tersini yapan, kısaca "empoze" edilmeye çalışılan bir model olduğundan sözediyordu. Bu durumu ele almadım bu yazıda. Şahsi fikrim, yazı son derece tehlikeli bir durumu gözler önüne sermiş, bu durum özel yaşam skandallarından çok daha fazla dikkat edilmesi gereken bir durum. Apayrı bir başlık altında incelenecek bir konu.
Meraklısı için yazı 28/11/2010 tarihinde "Acun Ilıcalı bizi nasıl kandırdı" başlıklı yazıdır. www.odatv.com

İkinci not:Kendimle çelişmiyorum. Beni ilgilendirmeyen "çok özel" yaşamlar, yani şu aldatma olayları. Sözettiğim olaylar ise, göz önünde oluşan olaylar.

Son not: Lütfen yorumları bana Twitter'dan değil, yazı altından yapar mısınız?;) Çünkü ben yanıtları alıyorum, ilginize çok teşekkür ediyorum ama benim gibi merak edenlerde olabilir. Hepimiz öğrensek? ;)

6 yorum:

  1. Güzel bir soru. En basitinden bir "gelir-gider" tablosu yapmak istedi benim canım. Bir şekilde gözönünde yani ünlü olan kişiler, bunu istemeyerek ya da kadersel olarak yaşamadıklarına, bunu bilerek isteyerek seçtiklerine ve bu durumun getirdiği ekonomik bolluktan hiç de şikayetçi olmadıklarına göre, bu "ayrıcalıklı" platformun getirdiği "gözönünde olma" ve/veya "kral çıplak" dezavantajını da terazinin diğer kefesi olarak kabul etmeliler.

    Şöhret/medyatik olmak hem ego hem de eko açılarından çok doyurucu olurken özel hayatın duvarlarını da aralıyor.

    Ezcümle, bu durumdan memnunsan, paraları cebe, şöhreti de göğsüne takıp dolaşıyorsan, hazırlıklı olacaksın. Acı ama böyle. Herşey denge bu evrende.

    YanıtlaSil
  2. Farkettim ki, sorunun cevabını vermeden kendimce çalakalem tanım yapmışım. Kendi adıma, sütten çıkmış ak kaşık olmadıklarını öğrendiğim ünlülerle ilgili görüşüm değişmiyor herhangi bir skandalda rol aldıklarında. Onların da "ademoğlu" olduklarının farkındayım, böyle de olmalı zaten. Bizler biraz daha az "ilahlaştırabilirsek" medyatik "büyüklerimizi", onlar da birazcık daha erdemli olma sorumluluğunu alabilirlerse, şahane olur. Ama bu olabilr mi, bilmiyorum. :))

    YanıtlaSil
  3. Merhaba Derya. Yorumu yanıtlamadan, bir klişe yazayım! İyi ki bloglar var, kim yazmış ne yazmış derken farklı bloglara ulaşıp okuma şansımız olduğu için.;) (Aile resimlerine bayıldım, hemen bunuda araya sıkıştırayım.;) )

    Ünlü insanların yaşamları gözönünde olunca, kaçınılmaz yakalanmalar konusunda farksız düşünüyoruz. Aynı anda kameralara takılmayan pek çok insan kimbilir ne farksız durumdalar değil mi? Sadece onları tanımıyoruz... ;)Ve belki onlarda aslında çok sevip saydığımız yücelttiğimiz kişiler.
    Bu yazıyı yazma nedenim biraz daha farklı olsa bile, siz böyle yorumlayınca konunun bu boyutunu da yazmış olduk. En önemli eğitim aslında aile eğitimidir. Ailesinden iyi eğitim almış bireyler, bu gözönünde olan kişileri sadece mesleki açıdan rol model alırlar diye düşünüyorum.
    Teşekkürler.

    YanıtlaSil
  4. Kişisel eğitim ve gelişim, "sahip olduklarınla yaşayabilmeyi" öğretebilmişse insana, işte o zaman başkalarının sahip olduklarıyla ilgilenemeyebiliyor insan, ve bu da "hür bir birey" olmanın eşsiz konforunu tattırıyor. Aile görgü ve eğitimi "ne istediğini" uyandırabildiğinde bu yazdıklarım zaten kendiliğinden oluyor. Formül gayet basit, ama her zaman basit olan en zor olandır, maalesef. :) Sevgiler.

    YanıtlaSil
  5. Ünlüleri ekran yüzleri ile tanıyıp, gözümüzde çok büyütüp, insan üstü varlıklar haline getiriyoruz.Bizlerden farklı olduklarını düşünüyoruz ve yaptıklarının hep doğru olmasını bekliyoruz. Özel hayatlarla alaşağı edilmelerini garipsiyorum. Mesleki başarı da ne kadar iyi oldukları önemli benim için. Zirveye çıkarıp doyumsuzluğu yaşatıp sonra özel hayatla saldırmak popüler kültürün en kötü cezasıdır.

    YanıtlaSil
  6. Verda teşekkürler.
    Derya'ya da yazmıştım, bir ünlü bir sansasyona neden olurken, aynı anda kimbilir kaç ünsüz aynı davranışlarda bulunuyor, haberimiz bile olmuyor.;) Belki çok güvendiğimiz doktorumuz, eczacımız, ya da kasabımız... herhangi bir meslek dalında olan kişi, kaçının özel yaşamını bilebiliriz? Kaçını sorgulayabiliriz? İşini iyi yapıyorsa, bize yararı varsa bizim için en doğru insan olmuyor mu?
    Son cümlene sonuna kadar imza atarım. Hatta bazen o kadar ileri gidebiliyoruz ki, düştükleri durumdan keyif alıp, yargılıyoruz.
    Sevgiler.

    YanıtlaSil