8 Kasım 2010 Pazartesi

Özlemeyi bırakmak?

Özlemeyi bırakabilmek...
Bir an, sadece bir an gözlerinizi kapatın ve düşünün özlediklerinizi.
Ve şimdi gözlerinizi açın, derin bir nefes alın ve artık dönmeyecek olana özleminizin peşini bırakın.


Ne hissettiniz?

Ben de onu hissettim işte...
O burukluğu!

O gitti!
Öyle ya da böyle.
Ya da siz gittiniz!

Bir yaşanmışlık terk edildi, çok mu önemli terkeden?
Ya siz, ya o... bir şekilde gitti!

Yaşamım boyunca hiç ama hiç bir birliktelik nasıl sonlandı diye bakamadım ben. Hep öncesini düşündüm. O ilk anları...
Bir bebeğin anne kucağına, baba şefkatine ilk teslim edilişini,
ilk oyun arkadaşını,
ilk öğretmenini,
ilk paylaşmalarını,
ilk okuduğu romanın yazarını,
ilk şiirinin ozanını,
ilk saçmalığını,
ilk yalanını,
ilk başarısını,
ilk başarısını paylaştığı arkadaşını,
ilk arkadaşlıktan dostluğa uzanan yolu keşfini,
ilk aşkı,
ilk hayalkırıklığı,
ilk hayalkırıklığında yanında olanlara "işte bu dost" diye diye yola devam etmeleri...

Ne kadar çok ilk eklenebilir değil mi?
Ama ne ilginç, hayatımıza şekil veren ilkler değil sonlardır hep.
Oysa ki, sonlarda hep ilk'ler değil miydi?
Biz aslında iyi kötü ne yaşadıysak, ne öğrendiysek, hep yaşamımıza giren ilk'lerden öğrendik aslında. Ve her yaşımızda... hep bir ilkimiz oldu. Doğru ama yanlış, hep bir "ilk"ten öğrendik sevmeyi, sevilmeyi, hayal kırıklığını, sevinmeyi, üzülmeyi...

Özlemeyi nasıl bırakabilirim ben şimdi bana bir dolu şeyi öğreten bunca iyi, kötü, arkadaş, dost, düşman insanı?

Bırakabilirim bencilce!
Ama her "ilk"in yeni bir özlem olacağını nasıl yoksayabilirim?

Not: Keşke Levent Kazak bu gece bunu demeseydi...

2 yorum:

  1. " Üzülme der Mevlana ve devam eder; Bir yandan korku bir yandan ümidin varsa iki kanatlı olursun.. Tek kanatla uçulmaz zaten.. Sopayla kilime vuranın gayesi kilimi dövmek değil, Kilimin tozunu almaktır.. Allah sana sıkıntı vermekle tozunu, kirini alır.. Niye kederlenirsin? Taş taşlıktan geçmedikçe parmaklara yüzük olamaz.. Yüzük olmayı dileyen taş, ezilmeyi de yontulmayı da göze almalıdır..! ''

    sanki ben yazmışım gibi şaşkınlık ve hayretler içinde okudum kuzen yazdıklarını.. enfesikulade bir yazı çıkmış.. ayakta alkışlamaktan belim ağrıdı.. oturduğum için kusura bakma ama bir cevap vermem gerekiyordu ve klavye de aşşağıda kalıyordu.. Leven Kazak'ın sana böyle ilham veren cümleleri her daim yazabilmesi temennisiyle yüreğine selam olsun..

    YanıtlaSil
  2. Çok teşekkür ederim Orhancım.;)
    Aslında gözlerim kapanmak üzereyken ve tam da "iyi geceler" yazmak üzereyken Kazak bu cümleyi yazıverdi twitter'da. İnan içim bi tuhaf oldu.
    Levent Kazak galiba komedyen olarak tanındı memlekette... nedense ben onda hep hüzün görüyorum. Bilemiyorum. Belki O şimdi Asker filminde ki hüzün beni filmin esprili sahnelerinden daha çok etkiledi. O gerçek bir usta.
    Hepimize ilham verecek kadar dolu ve doğru sözleri var.

    YanıtlaSil