29 Temmuz 2010 Perşembe

Kırgınım sana Fazıl Say

Küsüp gittin ya...
En çok ben kırıldım sana.
Arabesk düşünceye zafer çığlıkları attırman, nasılda alt ettik ego manyağı dahiyi dedirtmen umurumda değil üstad.
Ben senin başlattığın mücadeleni yarıda bırakıp, çekip gitmeni hazmedemedim.
Yorulmana kırgınım.
Yılmana kırgınım.
Sen değil misin Nazım'ı dilinden düşürmeyen? Nasıl unuttun büyük ustanın arabeskçilern bile eğilip bükülüp diline düşen, "sen yanmazsan ben yanmazsam nasıl çıkar karanlıklar aydınlığa..." sözlerini?
Olmadı Fazıl Üstad, gitmek sana yakışmadı!
Kırdığın kapıyı yanlış tamircilere bırakmamak için ben senin yolundan devam ederim, yılmam, korkmam, kaçmam.
Bu satırları okumayacaksın, haberin bile olmayacak, ben senden daha kararlı, daha gözüpekim üstad. İçimi acıtan, ikimizinde kaybedecek bir şeyimiz yokken senin kaçmayı tercih etmen.
Kırgınım sana...
Yoluna çıkan aydınlara, "Bana kızıyorsun da sen ne istiyorsun? Kalitesiz yaşam koşullarına mı mahkum etmek istiyorsun kendini, halkını?" diye sormadığın için kırgınım sana.
Üstelik sen biliyordun aslında onların senden bir adım geride olmadıklarını. Arabesk düşünceden beslenenlerin senin kadar açıkyürekle açıklayamadıkları korkak hareketleri, hakaretleri mi seni korkuttu?
Diyemedin mi, "Layık olduğun gibi yaşa, yaşat o zaman. Ama tarih sen "aydın"dan hesap sorarken yanıtını hazırla." ?
Karanlığa mahkum olmuş, çıkar için uyuşmuş düşüncelere darılıp kaçmak neden?

Sen bir ayna tuttun, bakın görün kendinizi dedin. Sana hakaret ettiler. Arabesk kültürde uyuşmaya alışık bünyeler aynaya adlarını seninle dalga geçerek yazdırdılar. Çünkü onlara göre sen elit, onlar halktı. Anlayamadılar senin "halkçı" söylemini. Çünkü arabesk düşünce benliklerine sahipti. Bu zinciri kırmak zordu. Sen kolayı seçtin. Oysa ben de halkım üstad, uyuşturulmamış halk, sana güvenen.

Bir diğer aydın seni hoşgörüsüzlük, hoyratlıkla suçlayarak seni bloklarken belki de üzgündü gerçekten. Hızını alamayıp, kendi köşesinde seni şikayet ederken belki senden daha çok üzgündü bu arabeskliği yaptığı için.
Sen neden başeğdin ki?
Bizim aslında senin gibi düşünen ama prim yapan arabesk yaşama "evet" diyenlere karşı sapasağlam açılacak bir kapımız vardı.
Sen gittin ya...
Beni kırdın!
Ama seni seviyorum. Arkanda sana inanan insanlara onarılacak bir kapı bıraktığın için. O kapıyı onarmak bizim boynumuzun borcu olsun.
Gelecek kuşaklara bırakmak...
Sana değil, sen kaçtın çünkü.

Amatörce...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder