29 Temmuz 2011 Cuma

Evcil hayvanlar, çocuklar, tatil

Tatil günlerindeyiz, hepimiz sırayla gidiyoruz geliyoruz, ve özellikle çocukların gürültücülüğü ile ilgili pek çok şikayet okuyorum.
Birbirine bağlantılı bulduğum 2 konuyu paylaşmak istiyorum bugün.

Blog ve Twitter takipçileri biliyorlar, parasını 3 ay önceden yatırdığımız halde, internet sitesinde evcil hayvanlarla ilgili tek bir uyarı olmayan devremülkümüze 3 aylık köpeğimiz Alex yüzünden alınmadık! Alex 3 aylık 3 kilo ve 50cm boyutlarında yavru bir York Shire Terrier.

Evcil hayvan besleyenler çok iyi bilirler ki, özellikle yavru hayvanları, tatile çıkarken komşuya, veterinere bırakmak onlara yapılacak en büyük zulümdür.

Bizler hep "sözde" katılıyoruz bazı kampanyalara, ya entel ya dantel işte artık herneyse, kendimizi farklı tanıtıyoruz. Sokak hayvanlarına bir kap su projesine hepimiz canı gönülden destek verir gibi yapıyoruz örneğin? Ama hayvan haklarına hangimiz ne kadar saygı gösteriyoruz belirsiz! Acımasız gelebilir ama ben kendi adıma bu konuda duyarlı kişilerin gördüğümüzden çok az olduğuna inanıyorum.

Kapı önüne konulduğumuz devremülkün alanına baktım tepeden. Muhteşem parklar, gezinme alanlarıyla dolu koskocaman bir alan.
Daha sonra evcil hayvan kabul edilmeyen pek çok otelin internet sitelerinde, yayılmış oldukları alanları inceledim, çoğu inanılmaz geniş alanlara sahip oteller.
Apart sahibi bir arkadaşımı aradım, uzun süredir oteller evcil hayvan kabul etmiyorlarmış. Gerekçelerinde haklı olabilirler. Çünkü bizler ne yazık, parasını verdim ya, düdüğümü istediğim gibi çalarım!" zihniyetinde çoğunluğa sahibiz.
Evimizde 15 gün çarşaf değiştirmeyiz ama alarmlar sürekli yinelendiği halde, küresel ısınma filan demez, otelde çarşafımızın her gün değişmesini isteriz!
Eh kimbilir kaç evcil hayvan sahibi köpeğine kedisine, odaya, asansörlere pisliğini bıraktırdı, yemek salonlarında, plajlarda rahatsız olabilecek insanları hiç düşünmeden, "bir şey yapmaz" mantığıyla serbest bırakıp, olumsuzluklara neden oldu ki, böyle bir karar alındı.

Karara saygılıyım ama,
Hayvan haklarını es geçemem!


Kafamda projeler ürettim tatil boyunca.
En azından, geniş alana yayılmış işletmelerin, evcil hayvanlar için bir bölüm ayırabileceğini düşündüm. Hayvan odaya alınmasın, insanların kullanım alanında serbest bırakılmasın. Hatta belli bir yaştan sonra bu işletmelerde hayvan kabul etmesinler. Sınırlama getirilsin. Ama sahibinin kokusunu duymaya muhtaç minik yavrular bu haklarından mahrum bırakılmasın.
İnanın, bu uygulamalar işletime konulabilir, hayvan hergün sahibini görebilir, onun elinden mamasını yiyebilir.
Ve hayvan sahipleri bu konaklama alanlarını tatil için tercih hakkına sahip olabilir.
Ve ne insan ne hayvan hakları ihlal edilir!

İkinci konu gürültücü çocuklar

Köpeğimizi kabul etmedikleri zaman, ilk itirazım şu oldu devremülk yönetimine; "Bende çocuk gürültüsünden, havuza işemelerinden, yalınayak koşuşturmalarından, anlamsız çığlık atmalarından şikayetçiyim! Atacak mısınız onları da kapı önüne? Sonuçta ben müşteriysem, bunu istemek hakkım olur bu durumda!"
Bu yalan değil, gerçekten gereksiz çocuk gürültüsüne tahammülü olmayanlardanım.
Hatta, terbiyeli evcil hayvanların çok daha uyumlu olduğunu bile söyleyebilirim.

Ama

Asla çocuklara kızmam, kızamam!
Çocuk doğası gereği meraklıdır, henüz topluma uygun yaşama kurallarının bilincinde olmadığı için yüksek sesler çıkarabilir. Tezcanlı, enerji doludur. Yürümek yerine koşturur. Düşer kalkar ama koşmaya devam eder. Suya girince oynamak ister. Restoranda büyükler sohbet ederken sıkılabilir, çevre masalara yanaşır.
Çocuktur sonuçta!

Ama çevreye yaydıkları gürültü, şımarıklık abartılıysa suç asla çocuğun değil, çocuğuna eğitim vermeyi başaramamış ailenindir!
Çocuklar en kolay öğrenen varlıklardır.
Ama tehditle bir şeyleri öğretmeye çalışmak ne hatadır.
Lütfen çevrenizde ağlayan, gürültü yapan çocukların ailesinin konuşmalarına kulak verin, büyük çoğunluk, "seni polis vericem, bak amca kızıyor, çekicem şimdi kulaklarını vsvsvs" Ha bir de toplum içinde çocuğa şiddet uygulayan aileler var ki, tamamen hasta ruhlar diyorum ben onlara.
Aileler ne zaman çocuklarının akıllı birer varlık olduğunu kabul eder, onlarla yetişkinlerle konuştuğu gibi ciddiyetle bir takım kuralları paylaşırlar, bu sorunlar ortadan kalkar.
Yani lütfen "şımarık çocuklar" diye nefret dolu söylemlere girişeceğinize, "nasıl anne baba bu insanlar" diyerek, ebeveynlere yüklenin, çok şikayetçiyseniz.

Çocuğunun uyumsuz davranışlarından şikayetçi bir aile, psikiyatrist kapısına dayandığı zaman, iyi bir uzman'ın yanıtı bellidir aileye, "sorunlar sizden kaynaklı olabilir, önce sizin tedaviniz daha yararlı olur."

Bu yazıyı yazarken, Mutlu Tömbekici, bu haftaki yazısında "çocuk alınmayan" otelleri listeleyeceğini yazıyordu Twitter'da.
İstediği tatili yapmak herkesin hakkıdır elbet, ama birileri bir şeyleri talep ederken, diğerlerinin talepleri gözardı edilmezse!

Çözülemeyecek sorun yoktur, belli düzenlemelere ve koşullara uyulmak suretiyle.

Bir uzun not: Dün site havuzundaydım. 5 yaşlarında bir kız çocuğu, annesinin cep telefonundan bangır bangır yaydığı müzikte apaçi dansı yapıyor, anneannesi havuzda bulunanları tempo tutmaya çağırıyordu. İnsanlar ister istemez bu eyleme katıldılar. Daha sonra anneanne çocuğun kolluklarını taktı ve havuza girdiler. (Ayrıca bir çocuk havuzumuz var)
Ve buyrun sohbete;
Anneanne: "En güzel benim!"
Çocuk çığlıkçığlığa, "Hayırrrrrrr benimmmm!"
Anneanne çevredekilere seslenerek: "Bakın şimdi nasıl çırmıklıycak beni, ben kraliçeyimmmm!!"
Çocuk annenanenin yüzünü tırnaklayarak, agresif çığlıklarla: "Hayırrrrrrrrrr benimmmmmmmmmmmmmm!!!"
Çevreden kahkahalar!
Anne şezlongta sigarasını içiyor bu arada!
Kime kızdınız?
Yorum sizin!

1 yorum:

  1. yoruma ne hacet... durum ortada... ama onlara laf soylemeye kalktiginda da "cocugun yok konusma, bekara kari bosamak kolay" klasigiyle karsilasiyorsun...

    evcil hayvanlar icin ozel bolum de pekala olabilir... guzel bi dusunce...

    YanıtlaSil